Pages

6 Mart 2010 Cumartesi

Zikir; Rahmani Temizlik Formülü

Bismillahirrahmanirrahim.

Büyüklerimiz (Allah(c.c.) onlardan razı olsun) hemen hemen her platformda bizlere Rabbimizin yasaklamış olduğu eylemlerden; günahlardan bahsedip, onlara karşı bizleri uyarıyorlar. Bizlerin, en küçüğünden bile aslandan kaçar gibi kaçmamızı emrediyorlar. Lakin insan olduğumuzu ve büyük/küçük bazı hatalara düştüğümüz zamanlarında olabileceğini ve bu durumlarda yapmamız gerekenleri de genişçe izah ediyorlar. Boyutları ne olursa olsun uyanık olmamız gerekirken gaflete düşüp günahları işlesek dahi, Rahman’ın mağfiretinin çok geniş olduğunu yeter ki Mevla’mızdan samimi davranışlar göstererek, ihlâs ile bağışlanma talep etmemiz gerektiğini birçok Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerif ile bizlere anlatıyorlar.

Şeytanın en kurnaz taktiklerinden biri olan; günah işlemeye sebep olduktan sonra birde üstüne “Sen bu günahtan sonra mı namaz kılacaksın?”, “Bu kadar günahı işle, bide kendini Müslüman say!” gibi birçok hassasiyet kılıklı, ince düşünme manzaralı kandırmacalar la, insanları içine düştüğü günaha iyice batırma taktiği dikkat edilmesi gerekilen bir tuzaktır. Allah-u Teâlâ rahmetiyle ve affıyla kullarını beklerken, şeytan sürekli Allah-u Teâlâ’nın cehennemini, azabını tehdit olarak göstererek aslında kurtulabileceğimiz günahlardan daha fazla etkilenmemize sebep olur.

Günahlardan büyük risk, günahlardan etkilenmemektir. Allah’a karşı edep dışı hareketleri basit görmediğimiz, hatalarda inatlaşmadığımız, olmamış sayıp kenara atmadığımız takdirde Rabbimizin rahmetiyle yarışacak değiliz. Herkesin bildiği bir Hadis-i Şerif’te yüz kişiyi öldüren birini samimi bir tövbe ettiği için affettiğini çokça duymuşuzdur. Ve diğer bir hadiste bir kediceğizi aç bırakan kadının cehennemlik bir iş yaptığı bildirilmiştir.

Kul hakkı dışında kalan tüm hatalarımızı, Gafur ve Rahim olan Allah (c.c.) ihlâs ile tövbe kapısına gittiğimizde affettiğini bildirmiştir. Ayrıca mümin kulları için Rabbimiz çeşitli davranışlarına bakarak onların haberi olmadan günahlarını döktüğünü de bizlere müjdelemektedir. Örneğin mümin bir çift evlenip bir aile kurduğunda, el ele tutuşmaları, göz göze bakmaları ile günahlarının döküleceğini güzel peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem çeşitli rivayetlerle bizlere öğretmiştir. Bir diğer örnekte de, iki namaz arasındaki günahlarımızın temizlenmesinden haberdarız. Yani kul, belli gayretler içinde olduğu zaman Allah (c.c.) Hazretleri birçok temizleyiciler ile onları günah kirlerinden arındırmaktadır. Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir Hadis-i Şerif günah kirine karşı Rahmani bir formül içeriyor. Ebu Hureyre den (r.a.) rivayet edilen bir hadiste, Peygamber Efendimiz sallallahu Teâlâ aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor;

“Allah-u Teâlâ’nın, yollarda dolaşarak zikreden insanları araştıran melekleri vardır. Bir yerde Allah'ı zikreden bir topluluk buldukları zaman, birbirlerine; geliniz, işte sizin aradıklarınız burada diye çağırırlar. Melekler, onları dünya göğüne kadar kanatlarıyla sararlar. Rableri, onların durumunu meleklerden daha iyi bilmekle beraber, meleklere sorar: Kullarım ne diyorlar? Melekler: Seni teşbih ediyorlar, Seni tekbir ediyorlar, Sana hamdediyorlar, Seni temcid ediyorlar, diye cevap verirler. Hakk Teâlâ buyurur: Beni gördüler mi? Melekler: Hayır, vallahi Seni görmediler, derler. Allah-u Teâlâ: Beni görselerdi ne olurdu? Diye buyurur. Melekler: Eğer Seni görselerdi, Sana daha çok ibadet ederlerdi. Seni daha çok temcid ederlerdi, Sana daha çok hamdederlerdi, Seni daha çok teşbih ederlerdi, diye cevap verirler. Allah-u Teâlâ: Benden ne istiyorlar? Diye buyurur. Melekler: Senden cenneti istiyorlar, derler. Allah-u Teâlâ: Orayı gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır vallahi, ey Rabbimiz onlar orayı görmediler, derler. Hakk Teâlâ: Peki, onlar orayı görselerdi ne olurdu? Diye buyurur. Melekler: Orayı görselerdi, oraya kavuşma hırsları ve arzuları artardı, oraya olan rağbetleri ziyadeleşirdi, diye cevap verirler. Allah-u Teâlâ: Onlar neden sakınıyorlar? Diye buyurur. Melekler: Cehennemden, derler. Allah-u Teâlâ: Peki orayı gördüler mi? diye buyurur. Melekler: Hayır vallahi, ey Rabbimiz, onlar orayı görmediler, derler. Allah-u Teâlâ: Peki görselerdi nasıl olurdu?'diye buyurur. Melekler: Görselerdi ondan daha şiddetle sakınırlar oradan daha çok, çekinirlerdi, derler. O zaman Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: Sizi şahit tutuyorum ki, Ben onları mağfiret eyledim. Bunun üzerine meleklerden biri: İçlerinde filanca var ki, o onlardan değil bir ihtiyaç için aralarına girmişti, der. Allah-u Teâlâ: Onlar bir meclisin adamlarıdır, içlerinden biri ayrı tutulamaz, buyurur." [Buhari, Müslim, Tirmizî]

Suphanallah! “İçlerindeki filanca”, bir menfaati bir ihtiyacı için orda bulunan filanca bile bu müthiş mağfiretten ayrı tutulmuyor. Rabbimiz bizleri ve tüm Müslümanları zikir meclislerine samimiyetle devam edenlerden eylesin. Hiç olmazsa ihtiyaç için aralarına girenlerden eylesin. Âmin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bununla alakalı yazılar

Related Posts with Thumbnails