Pages

19 Şubat 2010 Cuma

Miras ve Vâris

"Ulema yeryüzünün kandilleri, Peygamberlerin halifeleri, benim ve diğer peygamberlerin vârisleridir." Hz. Ali (r.a.) [Ramûz El-Ehâdis 222/15]


Yüce Rabbimiz (c.c.) ilk insan Âdem Aleyhisselam ile birlikte insanlara İslamı öğretmeleri için peygamberler gönderdi. Peygamber Efendimiz de (sallallahu Teala aleyhi ve sellem) bu nübüvvet halkasının sonuncusu olarak peygamberliği de götürerek ahirete intikal etti. Ancak nübüvvetin eseri olan dinin ve ilmin kıyamete kadar devam etmesi için vekiller tayin edildi. Bu vekiller Allah'ın (c.c.) dinini ve ilmini Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin izinden gidip son insana kadar taşıyacaklardı. Bunun için "Âlimler Peygamberlerin vârisleridir." ilkesi kondu.

İlk vârisler olan sahabi efendilerimiz bu mirasa en iyi şekilde layık oldular. Dört büyük halife devrinden sonra çıkan tüm iç ve dış karışıklıklara rağmen, kıt kanaat imkanlarıyla İslam'ı dünyanın önemli bir kısmına ulaştırdılar. Allah (c.c.) onlardan razı olsun.

Sadece ilimle meşgul olup, halktan uzak hayattan kopuk bir tavır sergilemediler. Siyaset gerektiğinde siyaset, dünyanın o zamanki süper güçleriyle savaşacakları zaman askeri birer deha oldular. İbadetten geri kalmadılar, zühd ve takvada insanlığa örnek oldular. Hiçbir sorun veya problem onların kimliğini bozamadı.

Sahabi Efendilerimizin neslinden sonra gelen tâbiin neslinden ve onlardan sonra bugünlere kadar gelen nesillerden de Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mirasına sahip çıkacak vârisler yetişti ve Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin mirasının korunmasında bir sıkıntı oluşmadı. Bir sonraki kuşak da bir öncekinden İslamı ilk berraklığıyla teslim aldı. Kur'an-ı Kerim tek bir harfine varıncaya kadar korundu.

Fakat bu silsilede günümüze doğru ilerledikçe Ulemâ anlayışında önceki dönemlere göre farklılıklar oluştu. Yönetimler eliyle tehdit edilen veya iltifat ve ikramlarla satın alınan âlimler, susturulmaya başlandı. Ahiret kazancı olan ilimler, dünyalık kazanma vesilesine dönüştürülmeye başlandı. Konuştuğunu yapmayan, yapamayacağını konuşan âlimler oldu. Özellikle çağımızda gelişen teknoloji ve iletişim sayesinde binlerce âlimle tanıştık. Ancak Allah (c.c.) Teala Hazretlerinin rızasını isteyen, başka hiçbir şeyde gözü olmayan isimler bu binlerin içinde yüzü bulurmu bilemem.

Bu yara her çağda derinleşerek artsa da; yaşadığı zaman diliminde müminlerin kalbine taht kurmuş, "İşte peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) varisi." dedirten gerçek âlimler de yetişti. Bu ulemalardan biri olan ve yakın tarihe damgasını vurmuş âlimlerden, Muhammed Zahid Kotku (rahmetullahi aleyh) Efendi Hazretlerinden gördüğümüz; Peygamber aleyhisselavatu vesselam'ın mirasını sadece din öğretmekten ibaret görmemek, bulunduğu toplumun sosyal, ekonomik ve siyasi noktalarında da Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) kimliğini aynen devam ettirmek ilkesi, bize de "İşte bu çağda da peygamber varisi!" dedirtmiş ve gerçek varislerin hayatlarını öğrenme gayretimizi teşvik etmiştir.

Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizde gördüğümüz geniş kapsamlılığı büyük oranda varislerinde de görüyoruz. Her ne kadar onları anlayabilme kabiliyetimiz olmasa da; aklımızın erdiğince, dilimizin döndüğünce onların ciltler dolusu anlatılabilecek hayatlarından ufak kesitleri bu sayfadan onların affına sığınarak, yine diğer âlimlerden duyduğumuz, okuduğumuz şekliyle sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Allah (c.c.) sayılarını artırsın. Bizleri onlara bağışlasın. Amin.

1 yorum:

  1. Hocaaam, hoş gelmişsin.
    Blogu bereketlendirdiğin için acizane teşekkürlerimi sunarım.
    Bu güzel ve akıcı yazıya ilk yorum yazma şerefini diğer kardeşlere bırakmadan sahiplendiğim için de kardeşler affetsin beni.

    YanıtlaSil

Bununla alakalı yazılar

Related Posts with Thumbnails