Pages

15 Şubat 2010 Pazartesi

Su damlası.

Nedir abi doğada en hasta olduğun şey. Aslan ceylanı kovaladı, timsah ağzını açtı, çenesinin uyguladığı basınç bir tondu, çiçekler böcekler çamurlu nehirde yıkanan filler. Yok olum siz de güzelsiniz, ama büyük kısmı durduğu yüzeyle temas etmeyen su damlalarına aşığım aşık. O dediğim kısım ne kadar büyükse benim aşkım da o kadar büyük. Evet çocukluk saplantım var: yüzey gerilimi. Delisiyim kohezyon kuvveti adhezyon kuvvetinden büyük ya hani. Bak bak dur:
Yağmur yağdı camdaki damlalardan en cesuru, atılganı, yiğidi aşağı yaptı hamlesini, sağ kulvardan boynubükük koptu geldi deli dumrul son bi atak, boynubükük pes etmedi burnunu ileri uzattı, burun mu, o ne jokeyin elindeki havuçmuş sayın atseverler, deli dumrul delirdi son bi kafayı uzattı finişi önde gördü. Boynubükük üzülme. Senin de binicin red kitdi yetmedi, olsun. Veliefendiden yayınımız sona erdi, atla kalın. Deli dumrul ismini verdiğimiz damla önüne gelenleri teker teker devirdi, devirdikce güçlendi hızını alamadı. O kadar güçlendi ki, ağırdı ki arkasında sudan iz bıraktı, salyangozun bıraktığı parlayan sıvıdan iz gibi. İşte o izden başka bir damlanın gitmesi kuru yüzeyde gitmesinden çok daha kolaydır. Kupkuru zeminde ilk akan su kendisine yol bulmak için zemin ile arasındaki adhezyon kuvvetini, yerçekim kuvvetinin de desteğiyle yenmek zorundadır, ama bi kere yol oluştu mu arkadan gelen su damlası normalde seçmeyeceği o yolu seçer ıslanma fiziği gereği.
raindropsonwindow600cj7.jpg
Aynı sebepten çamaşırdan leke çıkarmadan önce çamaşırın ıslanması lazımdır, yani farklı bir ortam olan çamaşır dokusunun suya benzemesi, yani islanmasi gerekir; anneler der ki leke yumuşasın. O bölgeye artık sabunlu su daha kolay hücum eder. Gaz durumunda kohezyon-adhezyon kuvvetleri aranmaz, bu yüzden yıldırımların, aralarındaki meydana gelme süresi havada aşırı sıcaklık sonucu oluşan özel gazların atmosferde difüze olup dağılma süresinden kısa olacak sekilde arka arkaya düştüklerinde hep ilkinin yolunu takip etmelerinin sebebi bu benzer maddenin yol oluşturması değil, bir önceki yıldırımın geçtiği yolun özel gazlar vasıtasıyla daha iletken hale gelmesidir.

Tabii her yüzey ıslatılabilir değildir. Suyu ittiren özel tasarım seramik veya teflon yapılar mevcut. Bu yüzeyler su için o kadar kaygandırlar ki yol alan damlacık arkada iz bırakamaz çünkü adhezyon kuvveti çok çok küçüktür, yani kohezyon kuvveti tüm damlayı bir arada tutabilir en ufak bir parçacığını bile bırakmaz arkada. İşte buna ıslanmama koşulu denir. "Islanma" nın gerçekleşmesi için yüzeyler arasındaki adhezyon kuvvetinin temas yüzeylerinde kohezyon kuvvetinden büyük olması gerekir. Hatta adhesive ingilizce yapışkan anlamına gelir işte bu sebepten. Kohezyon da Latince bir arada tutma anlamına geliyormuş, coherent var ya hani. Bi su damlasına parmak ucunuzdaki diğer damlayı aradaki adhezyon (aslında ikisi de su olduğu için kohezyon kuvveti de denebilir) kuvveti kohezyon kuvetinden büyük olacak kadar yaklastırdığınızda hemen atlar diğerine, yekpare damla olurlar. Tabii ne kadar yaklaştırdığınız, havadaki nem miktarına göre önem kazanır. Yine yol meselesi hani. Eğer damlalar arasındaki hava "suyumsu" ise o kadar da çok yaklaştırmanız gerekmez. Tabii mikron hatta nano ölçekteki büyüklükten bahsediliyor, insan eli o kadar hassas kontrol edilemez.
water_drop.jpg
Kohezyon kuvveti, maddeyi oluşturan her temel parçacığın birbirine olan etkisi olarak tanımlanabilir. İşte bu yüzden sıvılar damla şeklindedir. Çünkü en dıştaki moleküller sadece iç kısımdaki moleküller tarafından çekilirler. Böylece verilmiş hacimde en küçük yüzey alanına sahip küre şekli oluşur. Yüzey gerilimi de bu demektir zaten, en dışta bulunup yabancı ortamla sınır halinde olan moleküllerin üzerine sadece içeriden kohezyon kuvvetinin etki etmesi ve böylece su üzerine yavaşça bırakılan kıl ve yaprak gibi şeylerin batmaması. Hatta suyun üzerinde yürüyen böcekleri geçtim, koşabilen kertenkeleler bile vardır.
Bir kap içindeki suya bakılırsa kabın kenarlarında suyun yukarı doğru tırmanmaya çalıştığı, kavis yaptığı görülür. Demek ki orada adhezyon kuvveti galip gelmiş kohezyon kuvvetine. Ama civa olsa misal, o kavis yukarı değil de aşağı olurdu, çünkü civada büyüktür kohezyon kuvveti. İşte suyun, bu kap-boru kenarlarında tırmanma özelliği sayesinde 100 metrelik bambular suyu kolayca topraktan alıp yapraklarına ulaştırırlar. E bizim damarlarımızda dolaşan asil kanımız da aynı hesap işte. Ayrıca ebru sanatındaki estetiği de, suyun yüzey gerilimi mucizesine borçlu insan. Alakasız ama ne güzel foto di mi:
yagmurdamlasi1ow4.jpg
Sadece su için değil aynı cinsten tüm atom veya moleküller arasında bu tip milliyetçi-ayrımcı kohezyon kuvvetleri vardır. Olmasaydı ne olurdu gibi bi soru olmaz. Olmasaydı şu anda var olan difuzyon dengesi bozulurdu, sıvı iletimi çok ama çok zorlaşırdı, canlılar vs. hayat zora girerdi. İste burada Necip Fazıl'ın deyişiyle başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allah'a hamd etme makamındayım.

1 yorum:

  1. küçükken ben de incelerdim bu damlaları, sanki ıslanmış yolu bulmaya çalışıyorlarmış gibi gelirdi bana. Hatta "hadi ulan azkaldı, az daha yaklaş, hah işte buldun yolu" diye konuşurdum onlarla. Deneme sınavında "A'lar öne geçti, lan tüh C'ler fark yedi, kalan 30 soruda mümkün değil kapanmaz fark" şeklindeki heyecanı hatırlattı bana.ama tabii bizimki yine meraktan öteye gitmedi.

    YanıtlaSil

Bununla alakalı yazılar

Related Posts with Thumbnails