Pages

15 Kasım 2009 Pazar

Banka kurmanın yanında banka soymak nedir ki ?


Ünlü Alman şairi Bertolt Brecht böyle soruyor. - Ünlü dedim ancak ben daha kendileri ile yeni tanıştım, tanışıklığımı da pek ileriye götürmek istemiyorum. Bu sözünde kaldım :) –


Bu soru ile geçtiğimiz 11. Uluslar arası İstanbul bienalinde karşılaştım. Hatta bu soru beni karşıladı diyebilirim. Bienal hakkında fikirlerimi günlükte açılan bir başka konuda belirttim- Sermayenin hükmettiği bir sanat anlayışında bu soru hakikaten büyük bir ironiydi gözümde. Koskoca Koç holding, nur topu gibi bir bankası olan holding böyle bir soru ile açıyordu bienali.. :)


Soru beni çok etkiledi hatta bu afişin bir fotoğrafı telefonumun duvar kağıdı oldu.. Pek tabiî ki “banka soymalıyım” gibi bir düşünce zihnimde belirmedi. Sadece acı bir gerçek sarsıcı bir şekilde gözlerimin önüne bütün üryanlığı ile çarpıldı..


Sermaye karşıtı bir insan olduğumu düşünebilirsiniz ama değilim. –Çok ta sermaye taraftarı değilim :/ ziyadesiyle kolektif bir yaşamı diliyorum --


Neyse konumuza dönelim.. Dönelim ancak konuya girmeden belirtmem gereken bir husus burada okuduğunuz her satır zihnimden bir çırpıda sizin ekranınıza gelen duygusal bir yazıdır. Herhangi bilimsel bir yanı bulunmadığı gibi hiçbir kurum, kuruluş, sosyal çevreyi bağlamamaktadır …[Beni bile bağlamaz] — RTÜK uyarısı gibi oldu :) –


Banka soyguncuları kişisel çabaları (zihinsel, bedensel) ile işlerini icra eder iken banka kurucuları bunu salt sermayenin gücü ile yasal sınırlar dahilinde yaparlar..


Çok fark var mı ¿


Evet bayağı farklı… İkisini de tasvip etmesem de ikincisini hiç tasvip etmiyorum.. Ne kadar uygun faiz oranları derseniz deyin hiçbir banka hiç kimseye asla karlı olmadığı koşullarda kredi vermez.. (Mevduat toplarken de karlılığını en ince detayına kadar düşünür.. Kuruşların hesabının yapıldığı trilyon dolarlarlık bir sektörden bahsediyoruz.. ) Banka kurucusunun (sahibinin, sermayedarlarının) yaptığı işten çoğu kez müşterisi de karlı çıkar. (Buradaki karlılık reel bir karlılık değil de kişi ya da kurumun ihtiyaçlarının giderilmesidir.) Ancak bir soyguncunun bankayı soymasından kendisi dışında karlı çıkanı olur mu bilemem :)


İhtiyaç giderme demişken Voltaire amcanın bir sözü geldi aklıma “gerçek gereksinimler olmadan gerçek hazlar alınamaz” [Aha konudan sapıtıyor.. Yok yok her şey öyle iç içe ki kafamızın bulanıklığı da bundan olsa gerek ] Böylesine iştah kabarıklığı ile her şeye saldırmak bu insanların gerçek ihtiyacı mı ¿ Sorgulanması gereken bir başka soru daha.. [İçses: Soru işaretlerinin kancaları beyninizi rahatsız edene kadar sorun, direnin devam edin.]

Sermaye sahibi bu dev holdingler bankalar kuruyor ve hukukun sınırları dahilinde müşterilerine krediler sağlıyor, mevduatlarını toplayarak reel ekonomiye aktarıyor..


Peki gerçekten öyle mi ¿


Durun bu soruya cevap vermeyin hemen çünkü aklıma daha can alıcı bir soru daha geldi :) Bu bankalar neden reel ekonomiye göre karlılıklarını daha fazla arttırarak büyümeye devam ediyor ¿ -Acı bir tebessüm vardır dudaklarınızda diye umuyorum- Bu kadar ucuzdu kredileriniz de nasıl oldu üreticiden fazla kar ettiniz ? – [Çok soru soruyorum, küçüklükten beri böyleyim bağışlayınız…]



Efenim naçizane fikirlerimi sunayım.


Hani globalleşen dünya diyoruz ya.. Aslında dünyanın global bir köy olduğu yok. Artık insanlar arasında bir iletişimsizlik, bir güvensizlik çağı yaşanıyor. Nerede öyle eskisi gibi borç para alabileceğiniz dostlarınız.. Yoklar çünkü onlar faiz karşılığında paralarını güvenilir (¿) sermaye sahiplerinin bankalarına yatırıyorlar ve sizler o sermaye sahiplerinden (bankalardan) belirli bir faiz karşılığında borçlanıyorsunuz..Güven (¿) Yook karşılığında ne teminatlar isteniliyor.. Vah ki vah…


O insanlara yaklaşıp, kulaklarına hafif bir tonda “düşlerinizi bir puanlık faize satan canım çağdaşlarım, kendinizi katlediyorsunuz.. “ demek geliyor içimden..


Peki o kadar saçma şeyler okuttun bize, arkadaş ne diyorsun ? diyorsunuz sanki..


Şöyle söyleyeyim..


Bireysel ihtiyaçlarınızı gidermek için bir tüketici kredisine başvurmadan önce kendinize birkaç soru sorun..

İlk sorunuz “buna gerçekten ihtiyacım var mı? ” olsun.. Eğer buna gerçekten ihtiyacınız var ise “Dostum var mı? “ diye sorun.. Hatta bu soruyu “Ben dostlarımın böyle bir ihtiyacını gidermek için çabalar mıydım? “ sorusu ile birlikte sorun..Eğer son iki soruya cevabınız hayır ise siz bitmişsiniz. O kredi sizin anlık ihtiyacınızı gidererek anlık bir haz yaşatacaktır.. Ve emin olun yüzünüzdeki gülümseme rüzgarlı havada zoraki yanan kibritin alevi gibi geçici olacaktır.. Yazık oldu :/


Eğer bir iş sahibi ya da ortağı iseniz mal alıp verdiğiniz firmalar ile güven esaslı bir ilişki kurmaya bakın (Şu çağda benim utanmazca verdiğim öğütlere bakın, evet tozpembe gibi gözüküyor ama siz ne kadar iyi iseniz, insanlarda o kadar iyi olacaktır… (olamayanlar insan değildir! (Parantez içi parantezler, gelir sizin zihninizi darmadağın eder :p ) ) ) Şimdi uzun uzun değinemeyeceğim ama ortaklıklarınızı genişleterek büyümeye gayret edin.. Hani derler ya sermayenin tabana yayılması işte tam da söylemek istediğim bu (Öyle hisse senedi piyasasından bin lot koç holding kağıdı almakla şirkete ortak olduğunuzu, kimi büyüklerin dediği gibi sermayenin halka yayıldığını düşünmeyin… ) İşinize, eşinize, çevrenize yatırım yapın..


Eyy insanlık beni çileden çıkarmayın, üzüyorsunuz şu genç yaşımda beni.. Milyarderlerin kasalarına giren büzülmüş dolar parçası olmayın! Dostunuzun yanağında gülümseme, çocuklarınızın yüreklerine umut olun.. Bu yazımı damağı suya hasret kalmış insanlığa armağan ediyorum .. (Çok ta umurlarında değildir ama neyse…. )

Sevgiyle kalın…

3 yorum:

  1. Pek değerli yazar kardeşim ney ¿

    Yazdıkların iyi gibi ama hiçbişey anlamadım :D Yok yok şaka...

    Materyalizmin nirvanasındaki para babaları, sömürü düzeninde kalelerini kuvvetlendirirken malesef şefkatleri, bulundukları kaf dağının zirvesinden deniz seviyesinde görünen karıncalar kadar (***benzetme pek bi uzun oldu. fakat herhalde yanlış. zira o karıncanın bile varlığı söz konusu :-( ***)

    Her ne kadar önceki cümlenin noktası olmasa da söyleceklerim burada bitmiştir. Zenginin parası züğürdün çenesi durumunu aklına getiren kalleştir !!!

    YanıtlaSil
  2. İsyanına katıldığımın cengaveri, bize şunu yap de, gidelim yapalım. Vuralım kıralım ekonomiye can vereilm. Bizi böyle "anarşik" isyanlara sevk etme. Ya da et. Zaten nötronlar sarmış dört bir yanımı...

    YanıtlaSil
  3. Unutmadan..."Çok ta umurlarında değildir ama neyse…." Sen bari yapma birader. Dahi anlamındaki de yi bir de sen vurma.

    YanıtlaSil

Bununla alakalı yazılar

Related Posts with Thumbnails