Pages

24 Kasım 2009 Salı

Teknoloji Üzerine Bir Teorem


Bana göre 20. yüzyılın en iyi hikaye anlatıcılarından biri olan merhum Micheal Crichton , daha sonra film de yapılıp rezil edilecek olan Timeline ya da Türkçe çakma haliyle Zaman Tüneli filminde acayip bir önermede bulunmuştu. Günümüzde pek bir revaçta olan nanoteknolojinin geleceğini daha o günlerden kavrayan Crichton, insanları geçmişe "fakslamanın" yolunu bulan bir multimilyarderin ve onun geçmişe iadeli taahhütlü yolladığı zavallı arkeolog ve tarihçilerin acı hikayesini bize anlatıyordu. Filmde, aslen yaşayan bir İngiliz tiyatro efsanesi olan David Thewlis'in canlandırdığı sapkın para babası Robert Doniger'in ağzından konuşan Crichton, teknoloji artık insanların can sıkıntısını geçirmeye amadedir, insanları öyle bir eğlendirmeliyiz ki bi tarafları tavana değmeli yolunda laflar sarfetmiştir.(O sözlerin tümü ve tam halini merak edenler kitaba bakabilirler, zira o kadar kötü bi kitap değil kavgama bin basar bence) Her neyse bu zatı muhterem geçen yüzyılın son yıllarında çıkardığı yani doksanların orta yerinde bi yerlerde şekillendirmiş olduğunu düşündüğüm bir hikayede bile, şimdi şimdi kafama yatan bir teoriyi ortaya atmış. Bana da bunun doğruluğunu en azından tutar taraflarını kontrol etme düştü. Ama bunu iki şekilde yapacağım. Birincil olarak da teknolojiyi bizzat üretenlerin açısından bakmak istiyorum.

Ahan da şeytan icadı


Şimdi bu adamlar da senin benim gibi hayat gailesi olan bi şekilde geçinmeye çalışan kişiler değil mi?(benim lafı pek olmadı ama hadi neyse) Yani her ne kadar kendilerini yüksek bilime adasalar da maddi endişeleri olmayanları da aramayla zor bulunur. Bu arada CERN'in biraz altındaki adamlardan bahsediyorum, daha alt kademelerin zaten ilk amacı yükselmek genelde. Peki para kazanmanın en çabuk ve verimli yolu nedir şimdilerde? Popüler olmak dediğinizi duyar gibi oldum irkildim. Popüler olmak, yani avami olmak, tribünlere oynamak. Söylemek istediğim şey, bu adamlar teorik bilimlere ya da insanlığın yüksek çıkarlarına -temsil misal küresel ısınmaya çözüm ya da kansere tedavi- gibi ömür tüketen hedeflere odaklanmadan da, günümüz şartlarında bir google kurarak bir iphone tasarlayarak ya da bir bilgisayar oyunu üreterek, kendilerini ilmin daha asil yollarında çürüten meslektaşlarından daha çok parayı kazanabiliyorlar. Bu saydığım meşgalelerin hepsi kesinlikle bir emek ürünüdür (emeğe saygı +rep) ama ne bileyim kendini ve ömrünü kuantum teorisine vakfetmiş bir fizikçinin gözünde pek değer etmezler sanki. Bu durum en amatör teknoloji ve bilişim üreticisini bile kolay yoldan para kazanmaya iten bir faktör oluyor. Gelelim kullanıcılara ama baştan söyleyim bu tarafta rezaletin boyutları büyüyor.



Sıradan insan için teknolojinin ona kazandırdığı zaman ve para neredeyse her zaman bonus olarak görülüyor. Yani overall insan iphone'u gitar olarak kullanmayı daha çok seviyor ya da mail grupları kurup arkadaşlarına sevimli bebek fotoğrafları yollamaya bayılıyor. Benim de içine biraz dahil olduğum diğer taraf ise "Abi şu özelliği kullanırsan bilmem kaç mb dosyayı veri kaybı olmadan gönderirsin" ya da "bunun bi özelliği var tüm bayilerinle aynı anda telekonferans yapabilirsin" gibi yakarışlarla sıradan kullanıcıyı yola getirmeye en azından teknolojiden birazcık amacı doğrultusunda faydalanmaya yöneltmek istiyoruz ama nafile. Onlar bizi duymuyor, onlar karışık işlemleri ya da önlerine geleni aslında oluşturan cihazları önemsemiyor. Onlar için önemli olan boş zamanlarını kendilerine bile belli etmeyecek yöntemlerle geçirmek. Çünkü hayat günümüzde çok kolay ve insanların boş zamanları o kadar çok. İnsanlar parayı kendilerini eğlendirecek, bazı gerçekleri unutturacak şeylere harcıyor.

Son olarak gelelim ürün seviyesine. Artık teknolojik ürünler de eskisi gibi insanlığın yüksek ideallerinden kaynaklanmıyor. Uzay araştırmaları için üretilen cep telefonları artık bir astronotun o hantal kıyafetleri içinde kullanamayacağı kadar küçük ve karmaşık. Ya da internet yaratılış gayesinin tersine artık askeri sırların güvenliğini tehlikeye atabilecek bir hal aldı. Ve yahut çok daha üstün amaçlar için icat edilen lazer teknolojisi stadyum oyuncağı olmaktan kurtulamadı. Son teknolojinin parayı veren kullanıcıya yansıyan yüzü artık tamamen eğlence amaçlı; dokunmatik ekranlar, hareket algılayıcıları ya da ultra veri depolama yöntemleri bu girdabın en bilinen kurbanları. Temel kimya bilimi bile kola şişelerinden bizi eğlendirmek için fışkırıyor. Yani biz istiyoruz onlar da veriyor. Üstün bilim adamları her zaman hak ettikleri saygıyı görüyor ama bu kısır döngü onların da sonunu giderek yaklaştırıyor sanki...

1 yorum:

  1. Bu cidden benim de yakındığım daha doğrusu acı çektiğim bir konu zira (iki nokta üstüste)

    Yürütülen bilimsel çalışmalar içinde eğlence teknolojosine yönelik olmayanlar genelde üniversite ortamında (ki bunlar büyüüüük bir yüzde ile USA üniversiteleri) büyük finansal destekler ile (3-5 milyon dolarcık seviyesinde) ve büyük bir gizlilik ile yapılıyor. Örneğin NSA, Michigan State University'de görev yapan Anil K. Jain'e (zira kendisi şu an image processing konusunda dünyada 1 numaradır)"Harekete az duyarlı retina taraması" proje teklifi ile gidiyor. Zaten kişi profesyonel, kurum profesyonel olunca olay genelde %100 başarı ile sonuçlanıyor ve ortaya -ammeye hizmet yerine belli bir kuruma hizmet etsede- güzel bi teknoloji çıkıyor.

    Bu işin avrupa ayağı ise aynı USA ayağı gibi işliyor fakat bu sefer işveren otomotiv, gıda vb sektörler olurken bütçe USA dekinin birkaç yüzde biri oluyor. Pek tabi üretilen teknoloji de TÜM'ün belli bir bölümü oluyor.

    YanıtlaSil

Bununla alakalı yazılar

Related Posts with Thumbnails