Pages

2 Aralık 2009 Çarşamba

Minareyi yasaklayan kılıfını da uydurur herhalde


Hoppala nerden çıktı şimdi bu. Blogda daha bir cami en azından minare resmi bile yokken bir haç bi münafık İsviçre bayrağı. Bu bayrağa deli dumrul yazar Dan Brown Da Vinci Şifresi'nde Tapınakçı bir bankanın amblemi yapmış İsviçre'yi Sion tarikatına meze etmişti. Ama kazın ayağı öyle değil perdeli. İsviçre'nin Katolik mirasını temsil eden bu bayrak taaa 14. yüzyıla kadar dayanıyor. Zaten İsviçre'de minarelerin referandumla yasaklanmasının temelleri de taaa o zamanlara dayanıyor. Benim anlamadığım millet buna şaşıyor kızıyor. Bu yazıyı okuma sabrını gösteren bünyelerin şaşıp kızmaması için kızan yerlere buz basma amaçlı İsviçre tarihi hakkında bir kaç kelam edeyim bari. Ama önce bu bayrağın kökenini anlatayım. Bu bayrak, birleşerek Yukarı Alman Birliğini oluşturan üç İsviçre kantonunun ortak bayrağıydı. Kırmızı renk Shcwyz Kantonunun bayrağıydı, beyaz haç ise o zaman savaştıkları devletlerin kullandıkları sembollerle bir zıtlık oluşturmak ve genel bir amblem olduğu için seçilmişti.

Kuruluş

İsviçre'nin günümüzdeki İsviçre olmasının temelleri 14. yy başlarına dayanır. Bir yanda yeni yeni doğan Habsburg Avusturya'sı, bir yanda Fransa'dan gazlanıp gelen Burgonya, öbür yanda yani kuzeyde ise Alman imparatorluğu'nun şımarık veledi Bavyera; bu şen şakrak dağ çobanlarını, bu işinde gücünde köylüleri, bu orman insanlarını sıkıştırıp duruyorlardı. Sonunda buralarına kadar (burun hizası) gelen üç Dağ kantonu birleştiler.(Uri, Shcwyz ve Unterwalden) İsviçre milliyetçiliğinin temellerini attılar. Bu isyan hareketi çevrelerindeki burnu büyük derebeylerini tabii ki sinirlendirdi ve bu beyefendiler İsviçre'yi işgal etme densizliğinde bulundular. Ama karşılarında hiç de beklemedikleri bir rakip vardı.

İsviçreli Kargıcılar



İsviçreliler, tamamen süvarinin başrolü oynadığı Ortaçağ savaş tarihine tam bir ket vurmuşlardır. 5 metrelik uzun kargılarıyla düşmanın üzerine yürüyen, iki elle kullanılan kılıçlar, sabah yıldızı denen dev gürzler ve halberd dedikleri 2,5 metrelik korkutucu silahlarla hasmını biçen bu adamları tek farklılıkları sadece silahları değildi. Ortaçağ savaş tarihinin gelmiş geçmiş en önemli uzmanı olan Sir Charles Oman, İsviçreliler'i Erken Cumhuriyet Romalılar'ına benzeterek, onların kafa yapıları hakkında şunları söyler: "Ahlak duygusundan tam bir yoksunluk, kesin bir kötülük, ve düşünce darlığıyla birleşmiş son derece yoğun bir yurtseverlik..."(tanıdık geldi bir an) İsviçreliler bu tanımlara o kadar uyuyorlardı ki yaptıklarını yadsımak saçma oluyordu. Örneğin Konstanzlı bir soylu bir Bernli'nin kendisine verdiği parayı kabul etmez ve paranın üstündeki ayı resmiyle dalga geçip buna inek der. Tüm İsviçre bunu hakaret olarak görür ve Konstanz uyarılmaksızın işgal edilir ve yağmalanır. İsviçre kültürü işte bu zamanların meyvesidir. Başkalarının haklarını zerre önemsemeyen bu insanlar savaş alanındaki zaferlerini acımasızlıklarına da borçludur. Öyleki bir süre sonra İsviçreliler'in yenilmez olduğu söylentileri bile çıkmış hatta 1476'daki Grandson Savaşı'nda Burgonya piyadesinin çoğu savaşa girmeden kaçmıştır. Taktikleri öyle başarılı olmuştur ki, aslında özgürlük ve eşitlik için ayaklanan İsviçreliler, 16. yyda Avrupa'nın en çok rağbet gören paralı askerleri olmuş ve kapitalist ve emperyalist düzene alet olmaktan ileri gidememişlerdir.Hatta Papalık bile onları koruma olarak tutmuştur. Yüzyıllar sonra eski silahları ve taktikleri ortadan silinmiş olsa da hala sadakatleri ve becerileri yüzünden tercih edilen İsviçreliler, kendilerinin 1300'lerde yaptığına benzer bir isyan başlatan Fransız devrimcilerine karşı Bastille'i ve Fransa kralını son askere kadar savunmuşlardır. Sonra Napolyon'a da hizmet etmekte de herhangibir kusur görmemişlerdi. İsviçre savaş geleneği 1848'deki bir meclis kararına kadar sürmüş ve bu tarihten sonra İsviçre'nin herhangibir devletle askeri ittifak yapması yasaklanmıştı. Bu karar sayesinde İsviçre iki dünya savaşında da tarafsız kalmış sonrasında ise galipler tarafından hep ödüllendirilmiştir. Geçenlerde kaldırılan sorgusuz bankacılık kuralları o dönemlerin bir hediyesi olarak İsviçre'ye milyarlarca dolar kazandırmıştır.

Minareler süngümüz, camiler kışlamız

Günümüz İsviçresi ise görüntüde bambaşka bir özellik taşır. Ülkemizden Almanya'ya giden işçi akını zamanla İsviçre'yi de vurmuştur. Ayrıca pek çok Balkan ülkesinden çeşitli zamanlarda çeşitli savaşlar ve krizler nedeniyle bu ülkeye göç olmuştur. Günümüz İsviçre'sinin dört resmi dili vardır. İsviçre milli futbol takımında bile Türk, Makedon, Brezilyalı, Kongolu, Sırp oyuncular var. Hatta ülkedeki dini araştırmalar bile bu farklı yapıyı ortaya koyuyor. Neredeyse ülkenin dörtte birinin tanrıya inanmadığını iddia eden bir ankete göre kalanın bir kısmı da "ruhani bir güç" olduğunu düşünüyormuş Ama tüm bunlara rağmen ülkenin geneli karmaşık bir Katolik-Protestan toplumu.


Bu tarih ve kültür geçmişi ışığında bakarsak, Dünya'nın en yaşanabilir ülkelerinden biri olan İsviçre de bile Avrupa'nın genelinde yükselen ırkçı-sağcı görüşlerin etkilerinin olduğunu ıskalayamayız. Çünkü bu halk Avrupa'da ülke milliyetçiliği daha emeklerken halk milliyetçiliğini devrime dönüştürebilmiş. Yani sonuca gelirsek minare referandumunun yapılmasını Avrupa'nın son zamanlardaki durmuna bakarak, referandumda çıkan sonucu ise İsviçre tarihine bakarak garipsememek lazım. Bakalım bizde çan kuleleri karşıtı bir hareket ne zaman başlayacak. Bu arada günümüzde bir camiye minare yapmanın israf olduğunu düşünenler de var Türkiye'de. Bu da bizim dilemmamız olsun.

2 yorum:

  1. İsviçre avrupa içinde çaktırmadan en ağır milliyetçiliği uygulayan ülke herhalde yazıda da söylendiği gibi. Zira master/doktora için isviçreye gidenler, başka bir avrupa ülkesinde karşılaşmadıkları zorluklar ile karşılaşıyor. Kozmopolitliğin getireceği hür fikir ifade özgürlüğü ve yaşam şekli, sadece sözde kalıyor bu topraklarda (çok acayip siyaset yaptım)

    YanıtlaSil
  2. Ben zaten ETH ye gönderdiğim başvuru mektubunda, "akıllı olun, ayrımcılık yaparsınız İTÜ'yü tercih ederim" demiştim. Onlar da "ohoo biz minarelerden hiç haz etmeyiz" dedilerdi. Onlar kaybetti! Burdan İsviçrelilere sesleniyorum: Faşo aga.

    YanıtlaSil

Bununla alakalı yazılar

Related Posts with Thumbnails