20 Ekim 1957 doğumlu Tunuslu udi Enver İbrahim; özellikle Arap dünyasında eğlence müziği ile özdeşleşmiş udun, hiç beklenmedik bir yerde karşımıza çıkmasını sağlıyor. Kökleri Afrika'ya dayananan, trompet, saksafon ve trombon gibi enstümanların bolca kullanıldığı cazın içinde uduyla adeta selam durduruyor caz müzisyenlerine. "Barzakh" adıyla çıkardığı ilk albümde, ismiyle karşılaştığımız her albüm ve çalışmada doğduğu topraklardan keşfedilmemiş duygular sunuyor.
Çevrenin değişimini seviyordum diyen İbrahim, ilhamının nereden geldiği sorulduğunda ise; bir yandan göğe yükselir ve daha fazla yer kaplarken, diğer yandan gelişmeye ve köklerini toprağın derinliklerine gömmeye çalışan bir ağaçtan cevabını veriyor.
Çalışmalarında John Surman (bas klarnet, soprano saksafon), Dave Holland (kontrbas) ve Jan Garbarek (tenor ve soprano saksafon) gibi ünlü caz müzisyenlerinin yanında Barbaros Erköse (klarnet), Lassad Hosni (bendir, darbuka), Kudsi Ergüner (ney) gibi etnik kimliği öne çıkan müzisyenler eşlik ediyor. Ve çalışmalarının bu kadar kaliteli olmasında çalıştığı müzisyenler kadar "ECM Records" şirketinin de küçümsenemeyecek katkısı aşikar.
[ECM 1457] 1992 - Conte De L'incroyable Amour
[ECM 1515] 1994 - Madar
[ECM 1561] 1995 - Khomsa
[ECM 1641] 1998 - Thimar
[ECM 1718] 2000 - Astrakan Café
[ECM 1792] 2002 - Le Pas du Chat Noir
[ECM 1828] 2002 - Charmediterranéen
[ECM 1915] 2006 - Le Voyage de Sahar
[ECM 2075] 2009 - The Astounding Eyes of Rita
[ECM] 2003 - Vague
[ECM 1515] 1994 - Madar
[ECM 1561] 1995 - Khomsa
[ECM 1641] 1998 - Thimar
[ECM 1718] 2000 - Astrakan Café
[ECM 1792] 2002 - Le Pas du Chat Noir
[ECM 1828] 2002 - Charmediterranéen
[ECM 1915] 2006 - Le Voyage de Sahar
[ECM 2075] 2009 - The Astounding Eyes of Rita
[ECM] 2003 - Vague
Hakkında ufakta olsa bir bilgilendirme verdikten sonra şunu söyleyebilirim; dinlerken "bunu yapan insan olamaz" şeklinde nidalar atmama sebep olan bu müzisyen sizi uduyla alır, canınıza kast eder ve sonra klarnetin eline bırakır. Ya da saksafonun bulunduğu girişimde son noktayı koyar. Bulunduğumuz coğrafyadan ötürü hepimizin aşina olup tanıdığımızı sandığımız bu ses, yani udun sesi, bizi aşina olmadığımız duyguların tanımadığımız coğrafyasına bırakıverir "sessizce"...
Eserlerinden çokça tavsiyelerde bulunabilirim. Birkaçı ise; Parfum de Gitane, Nayzak, Conte De L'incroyable Amour, Vague, Kashf, Talwin, Astrakan Café, Leila au Pays du Carrousel, The Astounding Eyes of Rita...
mümkün olan en kısa zamanda dinleyip değerlendireceğim efenim. Ama 15 gün filan sürecek gibi
YanıtlaSilBu tınılar beyninize ulaştığı ve yankılanmaya başladığında sizi tanımlamaya başlıyor.. Bu hastalık kronik depresifimsi bir hal bırakıyor üzerinizde.. maktüen 7 senedir müzik algımın % 80 ini oluşturan bu mistik varlık kanser gibi tüm beynime nüfuz etti ve diğer müziklerin sadece ses kalabalığı olduğu kanısına vardırdı.. O üretilen eserlere şarkı ya da parça diyemem.. kesinlikle ruhani tınılar bunlar..
YanıtlaSil